Çocuğun Mallarının Korunması Davası

Türk Medeni Kanunu’nda “Çocuk Malları”na ilişkin Yedinci Ayrım’da düzenleme getirilmiş olup ayrıca Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde çocuk mallarına ilişkin temel haklara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.

Türk Medeni Kanunu’nun 352. Maddesinin ilk fıkrasında belirtildiği üzere; anne ve baba, velayet devam ettiği sürece (çocuğun reşit olduğu yaşa kadar) çocuk mallarını yönetme hakkına sahip ve yükümlü olduğu, kural olarak da mallara dair hesap ve güvence verilemeyeceği belirtilmiştir. Ancak ikinci fıkrasında çocuk mallarının yönetilemediği vakit, hakimin müdahale edeceği hüküm altına alınmıştır. Yeni getirilen düzenleme ile çocuk mallarının anne ve baba tarafından harcanması, kötüye kullanılarak çocuğun mağdur olması engellenmeye çalışılmıştır.

Eski Medeni Kanunda anne ve baba, çocukların mallarından yararlanabiliyordu ancak yeni Türk Medeni Kanunu ile sadece kullanma hakkı getirilmiştir. Ayrıca çocuk, anne ve baba yanında iken çalıştığında kazancı anne ve babaya vereceği ilkesi de kaldırılmış, mallar üzerinde çocuğun hakimiyet tanınmıştır.

Çocuğun mal edinimi; ölüme bağlı tasarruf (miras vb.) ve sağlar arası kazandırmalar (destekten yoksun kalma tazminatı, bağış gibi) ile edinebilecektir.

Çocuk Mallarının Yönetimi

Çocuk mallarında koruma, bakım, onarım gibi malların yönetiminde özen gösterilmesi gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 361. maddesinde belirtilmiş olduğu üzere çocuk mallarının tehlikeye düşmesi halinde hakim, yönetimin bir kayyıma devredilmesine karar verebilecektir. Vasi, çocuğun mallarını kullanırken hakim iznine ihtiyaç duyarken anne ve baba, hakimden izin almayacaktır.

Malların yönetiminde “çocuğun menfaati” önemlidir. Anne ve baba çocuğun mallarına dair yönetimde çocuğun menfaatini, üstün yararını gözetmek zorundadır. Aksi halde hakim anne ve babanın elinden yönetim hakkını alacaktır.

Velayet hakkı, feragat edilemeyen haklardandır ve ergin oluncaya kadar anne ve babanın velayet hakkı devam edecektir. Bu nedenle çocuğun mallarının yönetimine dair anne ve baba da haktan feragat edemeyecek, bu hakkını devredemeyecektir. Ancak velayet hakkını kötüye kullanılması gerekçesi veya boşanma sürecine giren eşlerde velayetin eşlerden birisine verilmesi halinde velayet hakkı ortadan kalacaktır. Dolayısıyla çocuğun malvarlığını yönetme hakkı da son bulacaktır.

Türk Medeni Kanunu’nun 327. maddesinin ikinci fıkrasında;

“Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı halinde, hakimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarf edebilirler” denilmiştir.

Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 356. maddesinde düzenlenmiş olduğu üzere;

“Olağan ihtiyaçlar gerektirdiği ölçüde sermaye biçiminde ödemeler, tazminatlar ve benzeri edimler çocuğun bakımı için kısmen kullanılabilir.

Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hakim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir”.

Sonuç olarak Türk Medeni Kanunu’nun 342. Maddesinin son fıkrasında düzenlendiği üzere kısıtlıların temsiline ilişkin hükümler, velayetteki temsilde de uygulanacaktır. Direkt olarak karşılık gelen TMK madde 449 ile “Vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak ve önemli bağışlarda bulunmak yasaktır” kuralı aynı şekilde geçerli olacaktır. Anne ve baba, çocuğun malları üzerinde vakıf kuramayacak ve önemli bağışlarda bulunamayacaktır.

Boşanmada Sonrası Çocuğun Malvarlığına İlişkin Defter Tutma

Türk Medeni Kanunu’nun 353. maddesinde düzenlemiş olduğu üzere; “Evlilik sona erince velayet kendisinde kalan eş, hakime çocuğun malvarlığının dökümünü gösteren bir defter vermek ve bu malvarlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşen önemli değişiklikleri bildirmek zorundadır” denilmiştir.

Evlilik birliği içerisinde velayet hem annede hem de babadadır; ancak boşanma sürecine girilmesi halinde velayet anne veya babadan birisine verilmiş ise çocuğun malvarlığına ilişkin defter verme zorunluluğu bulunmaktadır. Malvarlığına ilişkin defter tutmalı ve bu defter hakime gösterilmek zorundadır.

Çocuğun serbest malları üzerinden yapılan kazandırmalara dair Türk Medeni Kanunu’nun 357. maddesinde bir düzenleme getirilmiştir. “Faiz getiren yatırım” veya “tasarruf hesabı açılması” halinde yapılan kazandırmaların gelirlerini kendi menfaatlerine sarf edilemeyeceği düzenlenmiştir. Kazandırma yapan kişinin ayrı olarak çocuğun bu kazandırmasına ilişkin anne ve babanın sarf etmemesi gerektiğini belirtmesine gerek olmadığı da ayrıca belirtilmiştir. Ancak anne ve babanın kullanması istenmiyor ise mutlaka “anne ve babanın bu kazandırmanın kullanması”nı istemediğini belirtmelidir.

Türk Medeni Kanunu’nun madde 359’da düzenlenmiş olduğu üzere; “Ana ve baba tarafından bir meslek veya sanat ile uğraşması için çocuğa kendi malından verilen kısmın veya kendi kişisel kazancının yönetimi ve bunlardan yararlanma hakkı çocuklara aittir”.

İkinci fıkrada ise “Çocuğun evde ana ve babasıyla birlikte yaşaması halinde, ana ve baba ondan kendisinin bakımı için uygun bir katkıda bulunmasını isteyebilirler” düzenlenmiş olup, maddeden de anlaşıldığı üzere çocuk zorunda değildir.

Av. Serhat ARASAN

Hukuki sorunlarınız için 0533 373 10 10 nolu danışma hattımızı arayabilir veya İletişim Formu 'ndan bize yazabilirsiniz.