El Atmanın Önlenmesi ( Müdehalenin Men’i ) Davası
Bir kişinin malik olduğu mal üzerinde bir başkasının haksız bir saldırısının bulunması, o mal üzerindeki hakların kullanımının engellenmesi durumunu gideren hukuki yola el atmanın önlenmesi, eski adıyla müdahalenin meni, denir.
Bir mala malik olan kişi, o malı elinde bulunduran kişiye karşı iki tür dava açabilir. Bunlardan birincisi istihkak davası, ikincisi ise el atmanın önlenmesi davasıdır. İstihkak davası, mülkiyetin kime ait olduğunun tespitine yönelik bir dava iken el atmanın önlenmesi davası haksız saldırıyı önlemeye yönelik bir davadır.
Peki bahsettiğimiz dava uygulamada ne gibi durumlar için açılmaktadır? Şöyle ki;
-
Öncelikle bir taşınmaz üzerinde haksız olarak ürünleri toplama, yapı yapma, komşu tarlanın sınırını ihlal edecek şekilde kullanımda bulunması vs. gibi durumlarda açılır.
-
Hisseli tapularda, miras kalan taşınmazlarda vs. paydaşlardan birinin malın tamamını veya hakkını aşacak kısmını kullanması, kanun, haklarını aşar derecede davranması durumunda açılabilir.
-
Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde müteahhidin veya başka birinin arsa üzerindeki anlaşmaya aykırı işlemlerine karşı el atmanın önlenmesi dava edilebilir.
-
İdarenin bir arsanın üzerinde veya altında kamulaştırma olmaksızın yapı yapması, su borusu döşemesi vs. hallerinde açılabilir.
-
Başkasına ait tarladaki malların toplanması, o arsadan çıkan suyun alınması vs. gibi durumlarda açılabilir.
-
Bunun haricinde, tapudaki belgeler arasında harita ya da plan denilen krokiler vardır. Eğer plandaki yer gerçeğe uymuyorsa, hak plandaki sınıra göre olduğuna göre el atmanın önlenmesi davası açılabilir.
-
Tapudaki kaydın düzeltilmesi davası adında bir dava vardır. Doktrindeki görüşe göre, düzeltme davası gerçek malik tarafından sicilde yolsuz olarak malik görünene karşı açıldığı zaman bir istihkak davası; sicilde yolsuz olarak kayıtlı sınırlı ayni hak sahibine karşı açıldığı zaman el atmanın önlenmesi davası niteliğindedir.
-
Rehin hakkı sahibi kişi, malın gerçek sahibi o malı almaya çalışırsa malike karşı el atmanın önlenmesi davası açabilir.
Somut olayın şartlarına göre hangi davanın açılması gerektiğinin doğru tespit edilmesi gerekir ki bu konuda avukat yardımı almak en iyisi olacaktır. Yazımızın sonunda istihkak davası ve el atmanın önlenmesi davalarını kısaca kıyaslayacağız.
Müdahalenin men’i davasının temel dayanağı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 683 düzenlemesidir. Ancak yargılamaya ve konunun esasına etki eden bir çok mevzuat düzenlemesi mevcuttur. Aşağıda hem bu düzenlemeleri hem de yargılamada oturmuş meseleleri gözeterek konuyu detaylandıracağız.
El Atmanın Önlenmesi Şartları
El atmanın önlenmesi davasının bazı şartları vardır. Bu şartları şu şekilde sıralayabiliriz:
-
Haksız bir müdahalenin olması
-
Müdahalenin devam ediyor olması
-
Davacının mülkiyet hakkını ispat etmesi
Müdahalenin men’i davası istihkak davası gibi mülkiyet hakkına dayanır. Yani müdahalenin menini talep edebilmek için malik olmak gerekir ancak bu sınırlı ayni hak sahipleri tarafından da talep edilebilir. Yani bir mal üzerinde sınırlı ayni hak sahibi olan kişiler de el atmanın önlenmesi davasını açabilir.
Sınırlı ayni haklar ya hak sahibine hakkın konusu eşyayı kullanma (intifa hakkı) ya hakkın konusu taşınmazda oturma ya hakkın konusu taşınmazdan geçme (geçit hakkı) ya da hakkın konusu eşyayı paraya çevirip alacağını elde etme (rehin hakkı) gibi yetkilerdir.
Taşınmaz mal veya taşınır mal üzerinde haksız bir saldırı olabilir. Her ikisi için de müdahalenin men’i talep edilebilir. Mal üzerindeki müdahalenin haksız olması gerekir dedik. Fakat kusurlu olması gerek. Yani kötüniyetli bir müdahale olmasa bile müdahalenin men’i talep edilebilir.
Haksız müdahale devam ediyor olmalıdır. Bu da bir diğer şarttır. Geçmiş bir müdahale veya saldırı için bu davanın açılması söz konusu olamaz. Bu dava halihazırda mülkiyet hakkının kullanılamıyor olmasını düzeltmek içindir.
El Atmanın Önlenmesi Davası
Yukarıda el atmanın önlenmesi (müdahalenin men’i) ile ilgili bilinmesi gereken temel meselelerden ve hukuki arka plandan bahsettik. Bir taşınmaz veya taşınıra haksız bir müdahale olduğu zaman bunu gidermeye yönelik el atmanın önlenmesi ancak dava yolu ile yapılabilir.
Esasen bu dava her aşamasında kendine has özellikler gösterir. Aşağıda bunlardan bazılarını açıkladık. Ancak bilinmesi gerekir ki her olayın da kendine has özellikleri bulunduğundan bu konuda bir avukat yardımı almak en sağlıklısı olacaktır.
Davanın Açılması
El atmanın önlenmesi davasının görevli ve yetkili mahkemeye hukuki zemini iyi oluşturulmuş bir dilekçenin verilmesi ve öncesinde masrafların yatırılmış olması ile açılır. Dava haksız saldırıdan haberdar olunur olunmaz hiçbir hazırlık yapılmadan açılırsa ciddi zararlar doğabilir.
Dava açılırken bir hukuki ön hazırlık yapılmalı, bir takım gerekli ihtarlar gönderilmelidir. Ardından davanın açılması uygun olacaktır ki bunu avukat yardımı alarak yapmak en doğrusu olur.
Ayrıca davada müdahalenin men’i ile birlikte başka talepler de sunulabilir. Örneğin ecrimisil, tazminat gibi talepler dava açılırken birlikte sunulabilir. Bunlar somut olayın şartlarına göre belirlenmelidir. Bununla ilgili aşağıda daha detaylı inceleme yaptık.
El Atmanın Önlenmesi İhtarnamesi
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere müdahalenin meni yani el atmanın önlenmesi davası çeşitli nedenlerle açılabilir. Bunların bir kısmında dava öncesi bir takım ihtarnamelerin gönderilmesi gerekebilir.
Bunlar tamamen somut olayın özelliklerine tabidir. Ancak kural olarak müdahalenin men’i davası açılmadan önce ihtarname gönderme şartı diye bir koşul söz konusu değildir. Belirli durumlarda, ecrimisil – tazminat gibi taleplerden önce Yargıtay uygulaması gereği (özellikle paylı mülkiyet hallerinde) ihtarname gerekebiliyor.
Bu tür durumlarda dahi bu el atmanın önlenmesi ihtarnamesi somut olayın özelliklerine göre hukuki zeminde hazırlanmalıdır. İnternette yahut arzuhalcilerde – noterlerde bulunan ve hukuki hatalarla dolu somut olaydan uzak taslak metinler kullanılmamalı bu konuda avukat yardımı alınmalıdır.
El Atmanın Önlenmesi Dilekçesi
Dava açılmazdan önce el atmanın önlenmesi dava dilekçesi hazırlanması gerekir. Bu dilekçe, mahkemeye sunulmalıdır. Belirtmemiz gerekir ki bu dilekçe de ihtarname gibi hukuki önem arzeder ve hatalı unsurlar içermesi durumunda ciddi sonuçlar doğurabilir.
Bu dilekçeye somut olayın özelliklerine göre mülkiyet veya sınırlı ayni hakkı ispatlayıcı, haksız müdahaleyi ispatlayıcı ve hukuki dayanağı olan unsurlar eklenmelidir. El atmanın önlenmesi dilekçesi hazırlanırken avukat yardımı almak en önemli konulardan biridir.
Çünkü uygulamada her ne kadar duruşma yapılıyor olsa da yargılamalar dosya üzerinden sonuçlandırılır.
Davanın Tarafları
El atmanın önlenmesi davasında davanın tarafları çeşitli ihtimaller göre değişebilmektedir. Bunları bir tablo ile gösterecek olursak:
El Atmanın Önlenmesi Davası Tarafları | |
Davacı | Malik, sınırlı ayni hak sahibi yahut bunların mirasçıları |
Davalı | Mala haksız müdahalede bulunan kişi veya kişiler |
Elbirliği Mülkiyeti Halinde | Her bir elbirliği ile malik davayı ayrı ayrı açabileceği gibi hepsi birlikte de açabilir. |
Paylı Mülkiyet Halinde | Her bir paydaş davayı ayrı ayrı açabileceği gibi hepsi birlikte de açabilir, paydaşa karşı da açılabilir |
Devletin Haksız Müdahalesi | Dava Devlete karşı açılır ancak kamulaştırmasız el atma hükümlerine göre mesele çözülür |
Devlet Arazisine Müdahale | Hazine davacı olur ve haksız müdahalede bulunan kişilere karşı dava açılır |
Rehin, İpotek Hallerinde | Rehin hakkı sahibi, malikin müdahalesinde malike karşı dava açabilir, dışardan birinin müdahalesine karşı hem rehin sahibi hem de malik dava açabilir |
El Atmanın Önlenmesinde İspat
Davacının malik, sınırlı ayni hak sahibi veya rehin hakkı sahibi olduğunu yahut paydaş olduğunu ispat etmesi gerekir. Elatmanın haksız olduğu da ispatlanacak bir başka unsurdur. Haksız müdahalede bulunan kişinin kötüniyetli olduğuna yönelik bir ispat gerekmez. Çünkü müdahalenin haksız olması yeterlidir.
Davalı ise kendi müdahalesinin hakka dayandığı yönünde bir ispat ortaya koyabilir. Sözgelimi; davacının önceden sözlü veya yazılı olarak verdiği izin veya sonradan verdiği icazet öne sürülebilir.
Paylı mülkiyette veya elbirliği mülkiyetinde davalı taraf hissedarlar arasında kullanıma yönelik paylaşım yapıldığını ispatlayabilir. Paylaşıma ses çıkarılmadığını öne sürebilir. Olağan – olağanüstü kazandırıcı zamanaşımına ilişkin def’iler ileri sürülebilir.
Davacı veya davalının karşılıklı olarak öne sürdükleri ispat araçlarını egale etmeye yönelik başkaca ispat sunmaları mümkündür. Belirtmemiz gerekir ki ispatın muhakkak yazılı resmi senetle olması şart değildir. Somut olayın özelliklerine göre hukuka uygun yarayışlı her türlü ispat aracı kullanılabilir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
El atmanın önlenmesi davasının görevli ve yetkili mahkemede açılması önemlidir. Aksi halde usuli hatalardan süreç gereksiz uzar. Bu davada görevli ve yetkili mahkemeyi şu şekilde gösterebiliriz:
Müdahalenin Men’i Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme |
|
Görevli Mahkeme |
Genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. |
Yetkili Mahkeme |
Dava konusu taşınmaz ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi, taşınır ise davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. |
Kat Mülkiyeti (Apartman vb.) Durumlarda |
Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir (KMK Ek Madde 1) |
Birleştirilen Davalar |
Aynı sebep – sonuç ilişkisi bakımından birbirleri ile ilgisi olan |
Devletin Taraf Olduğu Davalar |
Genel olarak idare mahkemeleri görevlidir. |
El Atmanın Önlenmesinde Zamanaşımı
El atmanın önlenmesi davasında herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmaz. Çünkü bu dava mülkiyet hakkına dayanır ve herhangi bir süre kısıtlaması bu hakkın özüne uygun düşmez. Ancak el atmanın önlenmesi meselesinde bazı ikincil talepler olabilir. Bunlar zamansal sınırlamalara tabidir.
Örneğin ecrimisil talebi geçmişe dönük belirli bir süre ile sınırlıdır. Benzer şekilde tazminat talepleri de zamanaşımı süresine tabidir. Bunların ayrıntısına aşağıda değindik. Ancak asıl olam elatmanın önlenmesi zamanaşımına tabi değildir.
El Atmanın Önlenmesinin Kesinleşmesi
Mahkeme el atmanın önlenmesi davasını kabul ederek müdahalenin men’ine hükmederse bu karar davalı tarafından üst derece mahkemesine taşınabilir. İstinaf ve temyiz aşamaları gerçekleşirse bunun ardından karar kesinleşir.
Eğer süresi içerisinde üst derece mahkemesine taşınmazsa karar kesinleşir. Yahut taraflar istinaftan feragat ederek kararı kesinleştirebilir. Kesinleşme işlemlerini mahkeme yapar.
El Atmanın Önlenmesi Kararının İcrası
El atmanın önlenmesi kararının icrası kimi zaman aciliyet gerektirebilir. Bu tür durumlarda genel olarak şöyle bir ayrım yapıldığını söyleyebiliriz:
El Atmanın Önlenmesi Kararının İcrası | |
Mülkiyetin kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık YOKSA | Kararın icrası için kesinleşmesine gerek yoktur |
Mülkiyetin kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık VARSA | Kararın icrası için kesinleşmesine gerek vardır |
El atmanın önlenmesi meselesinde yargılama prosedürü de genel olarak bu şekildedir. Son olarak müdahalenin men’i ile bazı ihtimalleri birlikte değerlendirmekte yarar görüyoruz.
Bu kısım genellikle uygulamada karşılaşılan hallerdir. Ancak aşağıda anlattıklarımız uygulamada her zaman aşağıdaki şekli ile görünmez. Çünkü her somut olay kendine has özellikler doğurur.
Biz konuya ilişkin en temel kuralları izah edeceğiz. İlgili olaya dönük hukuki çare üretebilmek adına avukat yardımı almak önemlidir.
Paydaşlara Karşı El Atmanın Önlenmesi
Bir eşya üzerinde özellikle taşınmazlarda iki tür hisseli sahiplik söz konusudur. Bunlardan biri elbirliği mülkiyeti diğeri paylı mülkiyettir. Paylı mülkiyette de elbirliği mülkiyetinde de paydaşlar birbirine karşı veya dışardan birilerine karşı el atmanın önlenmesi davası açabilir.
Bunu her bir paydaş kendisi yapabileceği gibi hep birlikte de yapabilirler. Ayrıca paydaşın benim kısmım şu senin kısmın şu o yüzden dava beni ilgilendirmiyor şeklinde bir ayrıma gitmesi de mümkün değildir.
Çünkü her ne kadar kendi aralarında ayrım yapmış olsalar da paylı mülkiyette de elbirliği mülkiyetinde de paydaşlar ilgili taşınmazın tamamı üzerinde hak sahibidir. Yalnızca oranların dağılımı ve tasarruf yetkisi farklı olur.
Paylı mülkiyet uygulamada ‘hisseli tapu’ olarak bilinir ve bir taşınmaz üzerinde herkesin belirli oranlarla sahip olması anlamına gelir. Bununla ilgili olarak ‘hisseli tapu’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Elbirliği mülkiyetinde ise o mal üzerinde herkes hak sahibidir ancak belirli oranlar söz konusu değildir. Miras malı bunun en önemli örneğidir ki miras malı paylaşılmadan önce onun üzerinde bir mirasçı tek başına tasarruf edemez. Bununla ilgili olarak ‘miras paylaşımı’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Müdahalenin Men’i ve Ecrimisil
Müdahalenin men’i ile ecrimisil aynı anda talep edilebilir. Ecrimisil, malın haksız olarak kullanılmasına bağlı olarak kullanan kişiden geçmişe dönük bir bedel talep edilmesidir.
Kira değildir ancak ortalama kira bedeli üzerinden belirlenir. Tabi ürünlerden faydalanılması vs. gibi durumlarda ona göre bir belirleme yapılır. Bununla ilgili önemli ayrıntılar için ‘ecrimisil’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil meselesinde ecrimisil talep edilebilmesi için o paydaşa bir uyarı yapılması gerekir. Buna intifadan men denilmektedir. Ecrimisil bedeli de bu uyarıdan sonrasına göre hesaplanır.
Müdahalenin Men’i ve Tazminat
Kişinin arazisine veya başka bir eşyasına haksız olarak müdahale eden kişiye el atmanın önlenmesi davası açılabilir dedik. Ancak bunun için kusurun gerek olmadığını da belirttik.
İşte eğer kişi kusurluysa yani hakkı olmadığının farkında veya bu konuda ihtilaf olduğunun bilincindeyse sebep olduğu zararı gidermek zorundadır.
Müdahalenin Men’i ve Kamulaştırmasız El Atma
İdarenin özel bir kişiye ait araziye herhangi bir kamulaştırma vs. işlemeleri yapmadan müdahale etmesi durumunda kamulaştırmasız el atma söz konusu olur. Ancak bunun için idarenin o arazi üzerinde kalıcı nitelikte sahiplenme kastı ile hareket ederek bir inşaat faaliyeti yapmış olması veya bir altyapı kurması vs. gereklidir.
Gene burada da idarenin kusurlu olması gerekmez. Haksız olması yeterlidir. İdareye karşı açılan müdahalenin men’i davası da aynı zamanda ecrimisil ve duruma göre tazminat ödenmesini gerektirebilir. Bu konunun önemli ayrıntıları için ‘kamulaştırmasız el atma’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Taşkın Yapı (Arsa Sınırının İhlali) ve Haksız İnşaat
Haksız yapı kurumu üç ayrı durumu ifade eder. Buna göre, kendi malzemesi ile başkasının taşınmazında veya başkasının malzemesi ile kendi taşınmazında ya da başkasının malzemesi ile başkasının taşınmazında, geçerli bir hukuki ilişkiye dayanmaksızın yapı meydana getirilmesine “haksız yapı” veya “haksız inşaat” adı verilmektedir.
Taşkın yapıda iki tane yan yana arazi vardır. Adından da anlaşılacağı üzere arazilerin birindeki yapının diğerine taşması söz konusudur. Bu taşma yerin altında ya da üstünde olabilir. Hiçbir yerle ilgisi olmayan balkon, saçak gibi yapıların taşması da söz konusu olabilir. Üst hakkı dışında bir irtifak, bir binanın başka bir araziye taşmasına imkan vermez.
Bu ihtimallerde; arazi sahibinin, malzeme sahibinin ve haksız yapı sahibinin karşılıklı olarak hakları mevcuttur. Bunlar tamamen somut olayın şartlarına göre belirlenmektedir.
Belirtmemiz gerekir ki haksız inşaat ve taşkın yapı sıklıkla yargılamaya konu olmaktadır. Bu noktada mağdur olan bir kişinin hızlı bir şekilde dava açarak hakkını araması gerekir. Aksi halde şartlar aleyhine dönebilir.
Burada tarafların hak ve yükümlülüklerine ayrıntılı olarak girmiyoruz. Bununla ilgili olarak ‘taşkın yapı ve haksız inşaat’ başlıklı yazılarımızı okuyabilirsiniz.
El Atmanın Önlenmesi ve İstihkak Davası Farkı
Bir mala haksız olarak müdahale yapıldığı zaman istihkak davası da el atmanın önlenmesi davası da açılabilir. Peki hangi dava açılmalıdır? Bu tamamen somut olayın özelliklerine göre hangisinin daha iyi sonuç vereceğine göre değişecektir. Ancak burada iki dava arasındaki farkı özetleyecek olursak:
MÜDAHALENİN MEN’İ DAVASI | İSTİHKAK DAVASI |
Taşınır veya taşınmazlar için açılabilir | Sadece taşınırlar için açılır |
Haksız el atmanın sona erdirilmesi amacıyla açılır | Dolaysız zilyetliği elde etmek amacı ile açılır |
Mülkiyet, rehin, sınırlı ayni hak gibi haklara dayanır | Mülkiyet ve sınırlı ayni hakka dayanır |
Mala haksız olarak müdahale eden kişiye karşı açılır | Taşınırı elinde bulunduran kişiye karşı açılır |
Müdahalenin Men’i Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Yukarıda müdahalenin men’i yani al atmanın önlenmesi davası ile ilgili bilinmesi gereken önemli ayrıntılara ve en çok merak edilen soruların cevaplarına yer verdik.
Belirtmemiz gerekir ki uygulamada karşılaşılan durumlar çoğu zaman bu anlattıklarımız kadar yalın olmaz. Çoğu olay kendi içerisinde karmaşık bir yapıya sahip olabilir.
Bu tür durumlarda kesinlikle hukuki süreçe bodoslama girilmemelidir. Çünkü hukuki işlemlerde özellikle taşınmaza ilişkin böyle önemli davalarda hatalı yahut ihmali işlemlerin düzeltilmesi çok zor olabiliyor. Telafisi güç zararlar doğabiliyor.
Dolayısıyla el atmanın önlenmesi davası gibi önemli davalarda yapılması gereken en doğru şey bu alanda tecrübeli avukatların yardımına başvurmak olacaktır. Aksi halde kişinin haklı iken haksız konuma düşmesi, parasal ve zamansal kayba uğraması söz konusu olabilir.